HEM DOĞAL HEM DE RUHSAL DÜNYALARIN AYNASIYIZ
Genç yaşlı ya da çocuk her
Meksikalı zaman ve mekan tanımadan koşulsuz ışıltıyla bakıyor... Genetik bi
özellik gibi... Tabii ki onlar da dert deryasında, güçlükler içinde bocalayıp
düşe kalka ilerliyorlar yaşamda... Ama her gün belki de her an onlar için bir armağan
gibi...
En sıradan şeylere şaşırabiliyor, en ufak bi dokunuşla mutlu olabiliyorlar... Adeta her birinin ruhundan bitmeyen bir melodi yükseliyor; sizi, göğü mora boyayan Las Jacarandas, sıcak turuncu rengiyle “ateşli ağaç” Flamboy, memleket esintisini taşıyan Begonviller ve altın sarısı çiçekleriyle kırmızıya çalan dallarının birbirini tamamladığı Guayacan'lar arasında dramatik bir diyarın ortasında bıran bir melodi. Sanırım ölümü ve iskeletleri şenlendirebilen tek uluslar...
Yılların yanık tenlerinde bıraktığı derin yaşanmışlıklar tüm bu duygusallığa rağmen bi anda dünyayı şenlikli bi kutlama havasına dönüştürebiliyor...
Kendinizi kıvrak müziğin notalarında hızlı bir tempoda salınırken ya da dünyayla birlikte tam tur dönerken bulabiliyorsunuz. Bedeninize ve ruhunuza çarpıp kıvılcımlar saçan o notalarla artık Meksinanın renklerle bezenmiş göğü ve toprağında değil, Pasifik'i neredeyse tamamen çevreleyen Pasifik Ateş Çemberinin bi parçası olan Meksika Volkanik Kuşağı'nın ortasındasınız.
Evet sıcak iklim insanı oldukları,
keyiflerine ‘bi parça’ düşkün oldukları doğrudur, ama bi işi gerçekten
yapıyorlarsa 'Tutku' yaptıkları her işte. Bunu görüyor, hissediyor ve
özümsüyorsunuz: Tıpkı sanatlarında olduğu gibi!
1968
Meksiko Olimpiyat Oyunları sırasında ülkenin el sanatlarını dünyaya tanıtmak
amacıyla zanaatkarlar başkente davet ediliyor. Ve oyunları seyretmek için
Meksika'da bulunan binlerce turist bu renkli, özgün ve asırların öyküsünü
taşıyan ürünlerden oldukça etkileniyor ve bu başarı üzerine 1970 FIFA Dünya
Kupası/Meksika sürecinde de ülkenin dört bir yanından gelen ürünlerin
sergilenmesi için kalıcı bir yapılanmaya gidiliyor.
Belirlenen bir metro istasyonunda rustik mobilyalar, aksesuarlar, tekstil ürünleri veya oymalı ahşap eşyalara kadar Meksia'nın geleneksel tüm el sanatlarının bulunduğu bi açık pazar oluşturuluyor. Ve sonrasında o esmer küçük ellerden çıkan Meksika tarihinin tüm desenleri dünyayı süslüyor.
HUİCHOL SANATI / Wixárika

Huichol'ler tanrılarla sanatsal bir şekilde iletişim kurmak ve hayatlarının günlük resimlerini sunmak için mum ve reçine bir taban üzerinde çok renkli ipliklerle resimler ördüler. Daha sonra geliştirdikleri bir yöntem ile ip yerine boncuk kullanmaya başladılar. Bu yöntemle hayvan başları, maskeler ya da başka nesneleri çarpıcı bir tasarıma dönüştürdüler.
Ve bu eserler hala benzersiz.
ALEBRİJE(S)
Alebrije, Meksika'ya özgü bir el sanatı türü. Alebrije, çeşitli hayvanların bir araya gelmesiyle oluşan tek bir hayvanı tanımlıyor. Bu hayvanların hayal ile gerçeğin bileşiminden oluşan fantastik birer varlık oldukları düşünülüyor. Her parçasında farklı bir görünüme sahip olan Alebrijeler, benzersiz.
Sanatın
kökeni Meksiko’da yaşayan ve karton satan Pedro Linares’in ateşli bir hastalık
geçirdiği sırada gördüğü rüyalara dayanıyor. Kelebek kanatlı bir eşek, boğa
boynuzlu bir horoz, kartal başlı bir aslan gören Linares, "Alebrijes!
Alebrijesǃ Alebrijes!" diye bağırarak uyanıyor ve iyileştikten sonra
farklı kağıt türleri ve yapıştırıcı nişasta üç boyutlu heykeller yapmaya
başlıyor.
Ve zaman için Meksikalı ve yabancı sanatçıların dikkati çeken fantastik hayvanlar ünlü olmaya başlıyor. Bunun üzerine Oaxaca eyaletindeki ustalar bunu bölgeye özgü Kopale ağıcından yapmaya başlıyor. Oyularak şekil verilen ahşap zanaatkarlarca parlak renklerle ince ince boyanıyor.
Alebrije’ler
o kadar popüler oldu ki eyaletteki Kopale ağaçları tükenmesine yol açtı. Yeniden
ağaçlandırma çalışmaları ve yabani kopal ağaçlarının yönetimi ile sorunun
üstesinden gelindi.
BARRO
POLICROMADO / HAYAT AĞACI
Tipik hayat ağacı cenneti simgeleyen güneş, ay, Adem ve Havva, hayvanlar, çiçekler ve meyveler gibi karakteristik imgelerden oluşur. Ağacın üst bölümünde Tanrı'yı temsil eden bir insan, onun altında dünyanın yedi günde yaratılışına atıfta bulunan ağaç dalları bulunuyor. Bugün ise tamamen din dışı temalarla kurgulanıp yapılan hayat ağaçları, düşük sıcaklıktaki gazlı fırınlarda pişirilen kilden yapılıyor.
İmalatları iki hafta, üç ay ya da üç yıl
sürebiliyor.
Metepec
şehrinin geleneksel sanatı olan hayat ağaçları öyle bir üne kavuştu ki 2009
yılında Meksika Hükümeti, eser hırsızlığını önlemek için hayat ağacını Metepec sakinlerinin
ticari markası olarak tescil ettirdi.
TAPETES
Bunlar size çok tanıdık gelecek. Kıtalar ötesi bir ülkede kendi yurdunuzdan bu kadar benzerlik bulmak şaşırtıcı. Renklerden birbirini tamamlayan desenlere dokuma kilimler ve onlardan yapılan çanta gibi eşyaları gördüğünüzde duraksamadan bunlar Türk diyebilirsiniz.
Meksika’da
dokuma kilimde öne çıkan eyalet Oaxaca… Kilimler iplerinin hazırlanması ve
sonra dokunması, Türk halıları ve kilimleri için dinlediğimiz geleneksel yöntemlerle
hemen hemen aynı. Yünlerin kırpılmasından, yıkanmasına, taranması ve farklı
tonlar elde etmek için doğal pigmentlerle boyanmasına kadar… Maviler için
çivit, kahverengi tonları için ceviz, sarı tonları için dağlardan toplanan
yosunlar ve kadife çiçeği.

OLINALÁ
Olinalá adını mis kokulu beyaz bir ağaç olan lináloe ağaçlarından alıyor, yapıldığı dağlık bölge ile aynı adı taşıyor.
Birçok dekoratif nesneye renk, biçim ve koku veren Olinalá sanatıyla en çok can bulan nesne kutu ve sandık. Adını tüm kıtaya duyuran ‘Olinalá kutuları’ eşsiz ve ayırt edici kokusunu bu ağaçtan alıyor.Üretim
sürecinde kireçtaşı, toprak, doğal renklendiriciler ve chia gibi yağlar ve doğal
elementler kullanılıyor. Ürünlerin boyanmasında kullanılan fırçalar da tamamen
doğal malzemeden yapılıyor. Bir kutunun detaylandırılması gravürlerin,
resimlerin gerçekleştirilmesi ve cilaların uygulanması da dahil olmak üzere
yaklaşık 30 adımdan oluşan zahmetli bir süreç. Her kutu benzersiz ve tekrarı
olmayan bir çalışma.
SEPET
İŞÇİLİĞİ

Sepet örme, başlangıçta toplama ve depolama için basit kaplar olarak işlev görmek üzere geliştiriliyor, daha sonra kilim, kutu, sandalye, beşik, sandalet ve bazı giysiler gibi öğelerin yapımı için de kullanılan bir metod oluyor.
Belirli
bayramlar da bu el sanatının gelişimine aracı oluyor: Paskalya sepetleri, Ölüler
Günü süslemeleri ve sepetleri, Navidad (Noel) yiyecek sepetleri gibi.
Meksika’da tüm ülkeye yayılan bu zanaat, bölgeler ve teknik malzeme gibi çeşitliliğiyle aslında bir anlatı dizisiyle ancak anlatılabilir.
![]() |
Koltuk Takımı |
Ve önemli bir düzeltme; hepimiz ünlü Panama şapkasının, Kanal Cumhuriyetinde ortaya çıktığı için böyle adlandırıldığı biliyorduk.
Oysa, kanalın inşası sırasında Ekvador'dan gelen binlerce işçi, adını yapıldığı jipi palmiyesinden (buna jipijapa da deniyor) alan bir Ekvador şapkası kullanıyordu. İşçileri yakıcı tropikal güneşten koruyan şapkalardan biri Amerikan Başkanı Teddy Roosevelt'e gönderiliyor ve böylece üne kavuşuyor. Yapımı oldukça zor: Yapraklar özenle seçiliyor, ortam iklimi lifleri etkilediği için yaratıcı sürecin büyük bir bölümünün mağaralarda gerçekleşmesi gerekiyor. Ve her işte olduğu gibi temel etken yetenekli eller.
SERAMIK
VE PUEBLA TALAVERA

İspanyol’da Talavera’da yapılan seramiklerden ayırt etmek için yeni topraklardaki bu zanaat ürünlerine Puebla Talavera’sı deniyor. Puebla Seramiğinin karakteristik özelliği tamamen doğal pigmentler ve yalnızca 6 rengin (mavi, siyah, sarı, yeşil, turuncu ve soluk menekşe/leylak rengi) kullanılması.
REBOZO
Rebozo genellikle pamuk, ipek ve yünden yapılan 3 metre uzunluğa kadar ulaşabilen diktörtgen bir şal. Kaliteli bir rebozonun yapımı iki ay kadar sürebiliyor ve hemen her Meksika el sanatında olduğu gibi yine doğal pigmentlerle renklendiriliyor. Bazı Frida Kahlo resimlerinde ölümsüzleşen rebozo Meksika’nın simgelerinden biri.
SARAPE
En
basit anlatımı: For a Handful of Dollars filminde Clint Eastwood'un giydiği
hırka. Rebozo Meksikalı kadınlar için neyi temsil ediyorsa ‘sarape’ de erkekler
için aynı anlamı taşıyor. Özellikle soğuktan ve yağmurdan korunmak için And
pançosuna benzer bir giysi olan sarape, artık günümüzde dekoratif olarak da
kullanılıyor.Bu
şapkaları klasik Meksika tanıtım afişlerinden kolayca anımsayacaksınız. Mariachiler’in
kostümlerinin bir parçası olarak tipik Meksika charro şapkasını takması bu
ürünlere şan ve şöhret getiriyor ve anında en popüler hediyelik eşyalardan biri
oluyorlar.
Kökeni
İspanyol. Özellikle Endülüs'te zengin toprak sahipleri tarafından kullanılıyor.
Charro şapkaları, geniş kenarları ile yangın söndürmekten bir yılanı sersemletmeye,
bir boğanın saldırısını savmaya kadar bi çok işleve sahip olsa da Meksika
çiftçileri genelde güneşten, rüzgardan ve tozdan korunmak için kullanıyor.
Şapkalar
yün keçeden ya da tavşan yapılıyor ve otantik Charro şapkasının arkada
yükseltilmiş geniş bir kenarı oluyor 4 içbükey bölümü aksesuarlarla süsleniyor.
Meksika şu anda gümüşte dünya çapında ana üretici konumunda. Metalin çıkarılma tarihi birkaç yüzyıl öncesine dayanıyor. İspanyollar, Meksika’yı fetheder etmez, altın ve gümüş gibi değerli metalleri aramak için ulusal toprakları geziyor ve bugünki Meksiko Eyaleti, Taxco (ki en önemli gümüş şehri şu anda), San Luis Potosi gibi yerleşim bölgelerinde gümüş madenini buluyor.
Ve Meksika'nın gümüş madenleri, İspanyol kraliyet evinin kasasını şişiriyor. Bu bölgelerde valilik yapan İspanyollar bir anda kişisel Servet kazanıyor ve dönemlerinde dünyanın en zengin adamları oluveriyor.
Türkçe’deki anlamını da bir yerde ürünleriyle yakalasa da markanın adı ‘una tannerie/tabakhane’den geliyor.
Bakırı çekiçle dövme Meksika için de geleneksel yöntemlerden. Eski zanaatkarlar bakırı taşlarla dövüyormuş, şimdilerde modern aletlere dönülmesine karşın rağmen, atölyelerin atmosferi hala aynı.
Ve
Bodrum sandaletleri… Tabii ki değil ama neredeyse! Meksika yerlilerinin sömürge
öncesi doğal liflerden yaptıkları sandaletler. İspanyolların gelişi ile lifler
yerini deri şeritlere bırakıyor. Huarache’nin avantajı ekonomik olması, çünkü
birkaç kez tamir edilebiliyorlar.
CAPULA
CATRINASCatrina
bir kafatası figürü. Yaratıcısı illüstratör karikatürist José Guadalupe Posada.
Posada’nın arkadaşı ortaya çıkan bu figüre Catrina adını veriyor ve o gün
bugündür Meksika’nın marka yüzlerinden.
Catrín kelimesi dile yerleşiyor ve İngilizce züppe ile eş anlamlı hale geliyor. Catrina ise kadın karakter için kullanılıyor.



YUCATECAN
HUIPIL
Meksika’da
tarihin bi parçası olarak her alanda sömürge yaşamın dönüm noktası. Bu
olağanüstü nakış sanatının örneklerini taşıyan bluz ve elbiselerde olduğu gibi.

Güzel bilgiler vermişsin ablacım. Bir kültür bir insanla bu kadar mi uyuşur? O dükkanlardan nasıl çıkıyorsun😀Bazılarına bayıldım renkli kaktüs tır vs...
YanıtlaSilEline sağlık😘
Gerçekten gözünü ayırmak zor oluyor... Her karede aklımdasın. Bi gün senin objektifinden yayınlamayı çok isterim.
SilFotoğraflara tek tek baktım ve bayıldım zaten renk sevdalısıyım dönüp dönüp tekrar okuyacağım eline sağlık...
YanıtlaSilSenin beğenmem kıymetli... Konu başlıkları orijinal isimleri, bakıp beğendiğin bi şey olursa lütfen söyle...
Sil